Bilindiği gibi, kamu görevinden bir OHAL KHK’sı ile doğrudan çıkarılanlar tarafından AİHM’ye yapılan başvurulardan biri AİHM tarafından seçilerek 12 Haziran 2017 tarihinde karara bağlanmıştır. AİHM, Köksal v. Turkey isimli kararda, başvurucunun ileri sürdüğü insan hakları ihlalleri açısından öncelikle OHAL Komisyonuna başvurması gerektiğini, OHAL Komisyonunun söz konusu insan hakları ihlallerini giderme yetkisine sahip olduğunu ve bu açıdan Komisyonun ilk bakışta etkisiz olduğunu gösteren bir durumun görünmediğini, bu iç hukuk yolu tüketildikten sonra gerek kalırsa tekrar AİHM’ye başvurulabileceğine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi de 70.000 civarındaki benzer başvuruları, AİHM’nin belirttiği benzer gerekçelerle reddetmiş ve öncelikle OHAL Komisyonuna başvurulması gerektiğine karar vermiştir.
“Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu”nun etkili bir iç başvuru yolu olabilmesi için, bu başvuru yolunun AİHS’nin 13. maddesinde öngörülen şartlara ve AİHM kararlarında ortaya konan kriterlere uygun olması gerekir.
AİHS’nin 13. maddesi anlamında bir iç başvuru yolunun etkili olabilmesi için, hak ihlallerinin bu organ önünde ileri sürülebilmesi, bu organın şikâyetlerin esasını inceleyebilmesi ve uygun bir giderim sunabilmesi gerekir (AİHM, Kudla v. Poland).
Oluşan hak ihlallerini açıkça tanıyabilmesi, yeni ihlalleri engelleyebilmesi, devam eden ihlallere derhal son verebilmesi (AİHM, Sürmeli v. Germany) ve ihlalleri ortadan kaldırıp mümkünse eski hale getirebilmesi (restitutio in integrum) gerekir. Mümkün değilse, ihlalleri giderici diğer tedbirleri kararlaştırabilmesi ve yaşanmış ihlaller konusunda uygun maddi ve manevi tazminata hükmedebilmesi gerekir (AİHM, Apicella v. Italyı).
OHAL Komisyonu her ne kadar bir yargı organı değilse de, bu organın bağımsızlık ve tarafsızlık (AİHM, De Souza Ribeiro v. France) ile çekişmeli yargılama gibi temel bazı usulî güvencelere uygun çalışması gerekir (AİHM, Silver v. The United Kingdom). Bu organın erişilebilir, teori ve pratikte etkili ve makul sürede karar vermesi de gerekir (AİHM, Scordino v. Italy, no.1).
Anayasa Mahkemesi kararlarından ve AİHM’nin kararından anlaşılacağı gibi, OHAL Komisyonu, ihraç edilen kamu görevlilerinin sadece kamu görevine iadesi konusunda yetkili olmayıp, buna ek olarak bu kişilerin KHK ile ihraçla yaşadığı insan hakları ihlallerini giderme yetkisine de sahiptir.
Dolayısıyla OHAL Komisyonu’nun, öncelikle insan hakları ihlallerini gidermesi gerekmektedir. Aksi halde giderilmeyen her bir insan hakkı ihlali açısından verdiği kararın iptal edilmesi gerekir.